Uncategorized
There are 53 posts filed in Uncategorized (this is page 6 of 6).
Milenyum Kuşağı – Internet 2020
Amerikan Pew araştırma şirketi 29 Şubatta İnternetin Geleceği – Milenyum Kuşağı ile ilgili bir rapor yayınladı.
Raporun girişinde Milenyum Kuşağı hiper-bağlantılı yaşamlarından (hyperconnected lives) hem faydalanıp hem de mağdur olacaklarını söylüyor.
Araştırmacıların %55 ‘i bu kuşağın hem birbiriyle bağlantıda kalarak büyüdüğü, mobil internet ve interneti dış beyinleri olarak göreceklerini, çevik ve multi-tasking yeteneklerinin çok önde olacağını düşünüyor.
%40’ ise dikkatlerini toplamak da zorluk çekeceği ve derin düşünme kabiliyetlerinin azalacağını düşünüyor.
Rapor ve raporla ilgili haberlere aşağıdaki linklerden erişebilirsiniz.
Kaynaklar
http://www.chicagotribune.com/news/local/ct-met-millennials-connect-20120229,0,3978252.story
http://www.pewinternet.org/Reports/2012/Hyperconnected-lives.aspx
Encounters & Unplanned Collaborations
Ofiste en iyi bilgi değişimi ve fikir üretilen yerlerden biri kahve/su makinalarının olduğu alanlar ile sigara alanları. Sigara içmesem de arkadaşlarıma eşlik ediyorum. Kendi çalıştığınız bölüm dışında diğer bölümlerden insanlarla tanışıp, ne konular üzerinde uğraştığını öğrenebiliyorsunuz.
Steve Jobs Pixar ofisini insanlar birbiriyle daha sık karşılaşıp fikir üretmelerini sağlayacak şekilde tasarlanmasını sağlamış. Tasarımdan sorumlu genel müdür yardımcısı John Lasseter, yeni binaya taşındıkları gün ofiste aylardır görmediği insanlara rastlayıp sohbet etme imkanı bulmuş.
Steve Jobs aynı tasarımın Apple’ın yeni kampüsü içinde uygulanmasını istemiş.
Everything is remix Kibry Ferguson’un belgeselinde söylediği gibi.
Fikirler,diğer fikirlerle birleştiğinde ortaya daha büyük şeyler çıkar.Üretim bandı 1867, Değiştirilebilir parçalar 1801, Otomobil 1885 yılında icat edildi. Fakat bunların hepsi Henry Ford tarafından birleştirilip daha da geliştirilerek seri otomobil üretimi için kullanıldı. Ferguson bu süreci ” Kopyala, Birleştir ve Değiştir” olarak tanımlıyor. (Copy Combine and Transform)
Özetle ofis alanlarında insanların biraya gelebileceği ortamların yaratılmasının yaratıcılık ve inovasyonu desteklediğini düşünüyorum.
Meşhur Pixar ofisi neye benziyor diyorsanız, aşağıda resimleri var. Son olarak Steve Jobs’un biyografisindeki ilgili kısmı merak edenler için ekledim.
“So he had the Pixar building designed to promote encounters and unplanned collaborations. “If a building doesn’t encourage that, you’ll lose a lot of innovation and the magic that’s sparked by serendipity,” he said. “So we designed the building to make people get out of their offices and mingle in the central atrium with people they might not otherwise see.” The front doors and main stairs and corridors all led to the atrium, the café and the mailboxes were there, the conference rooms had windows that looked out onto it, and the six-hundred-seat theater and two smaller screening rooms all spilled into it. “Steve’s theory worked from day one,” Lasseter recalled. “I kept running into people I hadn’t seen for months. I’ve never seen a building that promoted collaboration and creativity as well as this one.”
Kaynak : Walter Isaacson, Steve Jobs Bio
Pixar Ofisi
Kaynak : http://www.dpr.com/projects/corporate-office/detail.cfm?ProjectID=34